4410defa izlendi
Nureddin Yıldız Hocamız tarafından 19 Ekim 2014 Pazar günü yapılan Şehzadebaşı Camii Sohbetidir.
AÇIKLAMA
- Ashabı kiram ile arada asırlar farkı olmasına rağmen bugün Müslümanların buluştuğu ortak payda “Kur’an ve Sünnettir.” Kazanacak olanlar da yalnız Sünnet’in ışığında Kur’an’ı yaşayabilenler olacaktır.
- Ashabı kiram, Medine’de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin peşinden gidip O’nun Sünnet’ine sarılarak Müslümanlığını ispat ediyorlardı. Bugünse bu ispat, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin koyduğu Medineleşme kanunlarının evlere taşınmasıyla mümkündür.
- Sünnet, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem nasıl emrettiyse öyle yaşamanın adıdır. Bu da başlı başına bir Medineleşme kanunudur.
- Cennete girebilmenin şifresi kelime-i şehadettir. Bu şifreyi yürekte taşımak “Buradayım Ya Rabbi! Buradayım Ya Resûlullah!” şuuruyla yaşamayı gerektirir.
- Müslüman’ın en büyük nimeti olan imanına değer biçemeyeceği gibi, imanının bir parçası olan hadislere de değer biçemez. Bunu anlayabilecek olanlar, imanını kelime-i şehadetten ibaret görmeyip hayatına Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Medine’sinden bakabilenler olacaktır.
- Müslüman’ın bu dinin emirlerinden emekli olunmayacağını bilmesi gerekir. Ömer radıyallahu anhın; “Allah’ın beni bir iş yaparken görmesini boş dururken görmesine tercih ederim.” deyişi bu konuda Müslüman için bir örnekliktir.
- Ayet ve hadisler “değerli” olarak değil “imanın bir parçası” olarak görülmelidir. Bu şekilde bir bakış açısı ancak bakışlarını, dünyadan Medine’ye bakma seviyesinden Medine’den dünyaya kuşatıcı bir bakışla bakma düzeyine yükseltmekle elde edilebilmektedir.